Ana Sayfa Özgeçmiş Eserlerim Deneyimlerim Ziyaretçi Defteri  
Yozgat İli / Akdağmadeni ilçesi
Akdağmadeni ilçesi

Akdağmadeni İlçesi Yozgat’ın civar ilçelerine nispeten çok uzun bir geçmişe sahiptir. 1815 yılında Akdağ civarında bulunan simli kurşunu işletmek üzere Bozok sancağı emrinde bir maden işletmesi müdürlüğü kurulmuştur. İşletmenin kurulmasıyla beraber burada çalışmak isteyen işçilerin akınına uğramış, Gümüşhane, Trabzon, Arapkir, ve Ahıska’dan gelen işçi ve kalifiye elemanlarla nüfus çoğalmış ve 1871 yılında ilçe hüviyeti kazanmıştır.

Nüfusun kalabalıklaşmasıyla birlikte yerleşik köy düzenine geçilmiştir.Ocaklarda çalışan maden işçilerinin akınıyla bu yöre “Madenciler nahiyesi” diye adlandırılmış, belirli bir süre "Maden" adıyla anılmıştır.Zamanla bu yerleşim yerinin ismi "Maden" olmuştur.

Akdağ eteklerinde kurulması nedeniyle dağın ismine atıfla “Akdağ ” ve “Maden” kelimeleri birleştirilmiş "Akdağlar'dan çıkan maden" anlamına gelen "Akdağmadeni" adını almıştır.

 

Akdağmadeni Koç Konağı

İlçemizin çevresinin tarihi M.Ö. 2000 yılında Anadolu'da ilk siyasal birliği kuran Etiler'le başlar. Çevre Etilerin en yoğun yerleşme yerlerinden biriydi.Etilerin(Hitit) Başkenti Hattuşaş (Boğazköy) İlçemize yakın olan Çorum ili sınırları içerisindedir. Eti İmparatorluğu yıkıldıktan sonra M.Ö.7. Yüzyılda Asur eğemenliği ilçemiz sınırlarına kadar uzanmıştır.Daha sonraları Firigya ve Lidya krallıkları buraları almak istedilersede başaramamışlardır. Kızılırmağı doğuya doğru aşamamışlardır.

M.Ö. 6. Yüzyılda Pers (İran) egemenliği bütün Anadolu'yu olduğu gibi ilçemiz topraklarını da siyasal yönetimi altına almıştır.M..Ö. 333 yılında, bütün Anadolu ve İran gibi ilçemiz çevresi de Makedonya Kralı Büyük İskender in yönetimine geçmiştir. Ancak İskender in Fethettiği topraklar, ölümünden sonra generalleri arasında paylaşılmıştır. Kızılırmak yayı içinde kalan bölgede Kapadokya Krallığı kuruldu ve merkezi Kayseri oldu. M.Ö.1. Yüzyılda Roma imparatorluğu, bütün Anadolu'yu istila etti ve bu torakları da İmparatorluğa kattı.M.S 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca İlçemiz ve çevresi tüm Anadolu ile birlikte Doğu Roma (Bizans) yönetimine girdi.İranlı Sasaniler ile Müslüman Araplar bölgeye sık sık akınlar yaptılarsa da buraları alamadılar.

1071Malazgirt Zaferi'nden sonra Birinci Süleyman Şah, bütün Anadolu gibi buraları da Anadolu Selçuklu Devleti'nin sınırları içine aldı.Bir ara Danişmentli oğulları buraları ele geçirdi.Ancak çevre daima Selçuklu Başkentine bağlı kaldı.13.yüzyılda İlhanlıların istilasına düşen, 1308 yılında Anadolu Selçuklu Devleti tamamen yıkılınca İlhanlı Hakanlığına katıldı. İlhanlıların genel valisi olan Alaeddin Ertena Bey 1335'te Sivas'ta bağımsızlığını ilan edip kendi adına Ertena Beyliğini kurdu. 1380 de Selçukoğullarından Melik Nüknettin bir süre buralara eğemen olduysada bu durum kısa sürdü. Ertena devletinin başına kadı Burhanettin geçti. Kadı Burhanettin 1398 de öldürülünce,Yıldırım Beyazıt buraları Osmanlı Devletine kattı.İlçemiz ve çevesi 1402-1403 yıllarında Timur istilasına uğramış, daha sonra Osmanlı Hakanı 1.Mehmet (Çelebi) kesin olarak bölgeyi geri almıştır.

SAFAVİ DEVLETİ ZAMANI

ŞAH ABBAS DEVRİ:(995-1037)

ZÜL KADR: (1587-1628)

Büyük bir oymaktır. Şah Abbas'ın ölümü esnasında Zul Kadr'dan altı emir vardı. Zul Kadr Şamlu'dan sonra ikinci sırada yer almaktaydı. Bu boyun bir obası da Akdağ eteklerine kurulmuş SÖKLENLER'di. XVI-XVIII.Yüz yılda Oğuzlar'ın bir sağ kolu olan Türkmenlerin Akdağ karulu,Kırklu Hisar-Beglü Kızıl-Kocalu ve Söklen'e yerleştikleri bilinmektedir. Akdağ; Kara Tatarlar denilen Moğlların başlıca yaşadıkları bir yerdi. Timur'un bunlardan bir çoğunu beraberinde Türkistan'a götürmesi üzerine XV Yüz yılın ilk yıllarında göçlüğe uğramasıyla buraları yurt tuttular.

SÖKLENLER:

Söklenler'in Boz-Ok ta ki yurtları Akdağ yöresinde bulunuyordu. Söklenler adını Beylerinin birinden almıştır. Boy beyi ailesinden Söklen oğlu Musa'nın 1526'da Boz-Ok ta ki Dulkadiroğulları'n dan Zünnun Oğlu ile birlikte bir isyan çıkardığı bilinmektedir.

Söklenler'in İran'daki Zul-Kadr boyuna sonradan girmiş olmaları muhtemeldir. ŞAH ABBAS'ın devrinde Kirman Valisi bulunan Rüstem Sultan (1012-1603)'de Osmanlılar tarafından tutsak alınmıştır. Yine Şah Abbas Devrinde Kirman Valisi ve mühürdar,Şah Safi devrinde koruyucu başı olan oğlu Emir Han Söklen'e mensup oldukları gibi yine adı geçen hükümdar zamanında ki Emirlerden Nazar Ali Bey ile Handan Kulu Bey'de aynı obada idiler.

AKDAĞMADENİ ilçesinin Tarihi uzun bir geçmişe sahiptir. Yapılan araştırmalara göre Oğuz Türk toplumu 24 Boydan oluşmakta,bunlardan sosyal ve Askeri teşkilatı meydana getiren 12 boy sağ kolu teşkil etmekte ve Boz-Ok adını almakta,diğer 12 Boyun adı da ÜÇ OK olup sol kolu oluşturmaktaydı. Her iki Boyda Türklerin orta Asya'dan göçünden sonra Anadoluya gelmiş ve yurt tutmuşlardı. Kol teşkilatlarını da uzun süre devam ettirmişlerdir. Bu iki Boyda yaşayan oymakların bazen yan yana yaşadıkları da görülmüştür. Ancak Orta Anadolu'da ve özenle Yozgat Bölgesinde daha çok Bozok Oymakları'nın yerleştikleri tespit edilmiştir. Yozgat bölgesi ,Orta Anadolu'nun diğer bölgeleri gibi yayla karakteri taşımakla beraber, diğer bölgelerde görülmeyen ayrı bir özelliği olup ÖZ denilen dar ve uzun pek çok vadilerden oluşur. AKDAĞMADENİ de bu vadilerin birinin içinde yer alır. Bu vadilerin iklimi;yazları serin kışları ılık ve suyu ile otu bol,latif hava ve verimli bir toprağa malik olması ve hayvan beslemeye elverişli olması, yerleşim yeri olarak tercih edilmesine sebep olmuştur. Bu beldenin yaylacılığa elverişli olması,onu bu kadar çabuk yetişip teşkilatlanmasını temin etmiş;civardaki kazalara nispetle imtiyazlı bir durum sağlamıştır. Oğuz oymakları,yerleştikleri yerlere ya boy beylerinin adını, yahut ta kendi boylarının adını vermişlerdir. Yozgat Yöresinin Tarihi incelenmesi sonunda, hemen hemen bütün köy ve yerleşim yerlerinin eski Oğuz oymakları ve Sekenesinin de Oğuz kökenli oldukları anlaşılmıştır. Bugünkü AKDAĞMADENİ, ilçe tüzel kişilini kazanmadan önce, şimdi kendisine bağlı köylerinin çoğu mecut ve meskun ve yukarda belirtildiği üzere her biri birer Oğuz oymağı, halkı da Oğuz Türkleri'nin torunları idi. Uzun bir mazisi olan Akdağmadeni'nin bağlı bulunduğu Yozgat ili, uzun yıllar Bozok sancağı adı ile anılan; Kayseri'yi de içine alan sancağın merkezi , kazanın şimdiki ÇEPNİ köyü olan KARAHİSARBEHRAMŞAH Kazası idi.

İlçe merkezinin 1815 yılına kadar ormanlık olduğu ilçemize bağlı Güneyli mahallesi halkının, şimdiki kültür merkezinin, aşağıda resmedilen eski pazar yerindeki havuz başına hayvanlarını sulamak için gittiklerini ve buralardan odun temin ettiklerini söylemelerinden anlaşılmaktadır.

Akdağmadeni'nde;19.Yüzyıl ortalarında idari yetkiye de hayis simli kurşun madeni bulunmasıyla, Maden İşletmesi Müdürlüğü kurulmuş ve burası MADENCİLER nahiyesi olarak adlandırılmıştır. Kuruluş sebebi dolayısıyla da Gümüşhane , Trabzon,Arapkir,Ahıska vilayetleri ve çevre ilçelerden,sanatkar orman işçileri ile maden işçileri buraya gelerek ormanı kesip yerleşmeye başlamışlardır. 1815 yılına kadar ormanla kaplı bu belde, kısa zamanda kesilmeye başlanmış ve şimdiki derenin her iki tarafına evler yapılmıştır. Kurulan yeni Madenciler Nahiyesi'nin yönetimine sırası ile:Hasbekli Hacı Emin Ağa ,Arapkirli Hacı Hüseyin Ağa ,Tepedelenli Mehmet Ali Paşa'nın torunlarından Ahmet efendi (Arnavut Ahmet Efendi),Şair ve Hariciye Dahiliye Nazırlıkları yapmış Akif Paşa torunlarından Rifat Efendi memur edilmiştir.

XIV. yüz yılda,BOZOK sancağına bağlı olan (AKDAĞ) nahiyesinin biraz önce bahsedilen (MADENCİLER) nahiyesi ve bugünkü (AKDAĞMADENİ) ilçesiyle hiç bir ilgisi olmayıp, şimdiki, ÇAYIRALAN ilçesine tekamül etmekte ve DULKADİR OĞULLARI egemenliğinde bulunmaktadır. XIX.yüzyıl ortalarında MADENCİLER nahiyesi kurulduğunda, o bölgede ve komşu olarak ,bir nahiye daha mevcuttur. Bu yukarıda da bahsettiğimiz KARA HİSAR BEHRAMŞAH nahiyesidir. Bu nahiyenin adına da,XIII .yüzyıldan itibaren rastlıyoruz. Örneğin;ilk defa Celalettin Karatay'ın vakfiyesinde görülüyor. Daha sonra Hamdullah Müstevinin (Nüzhetül Kütup) unda geçiyor, Meskun nahiyenin adına birde KALE eklenmesine de,Kadı Burhanettin için 1382-1389 da yazılmış Bezmi Rezm de rastlıyoruz. KARA HİSARI BEHRAM ŞAH KALESİ ismini, Babayi isyanı üzerine yürüyen Selçuklu Ordusunun öncü kumandanlarından (BEHRAM ŞAHI CANDAR)a izafetle aldığı anlaşılıyor. Bu kale, bir süre Kadı Burhanettin'in , bir sürede Moğol Emirlerinden Nebinin hakimiyetinde kalmıştır. 19 no.1u 890 (1485) Tarihli TOKAT, tahrir defterinde de Osmanlı döneminde Zile ilçesine bağlandığı görülmektedir.

Nahiye;Hemen,hemen şu ekinliklerden oluşmaktadır:

(Akpınar,Davulbazlı,Kavak,Oluğu uzun,Eymirek,Karasu,Kesti hisar, Göklek,Muhtesip,Sultan sekisi, Karaca Öz,Pazarcık,Üç kara ağaç,İncu Alanlı,Düşük Kavak,Söklen ,Sincanlu,Kesri ,Yiğit Meşhedi,Alicikli, Türekçi kızılca Köy,Çanlu, Karaca Viran,Karapınar,Göynük,Viran,Alaldırol kilise,Karamağra ,Sarı hacı,Tutak).

Nahiye adını XIX. yüz yılın 2. yarısına kadar korumuş,Yüz yılın sonlarında yapılan idari değişiklikle BOZOK sancağına bağlanmış ve ismi ortadan kalkarak,nahiyenin Merkezi olan oymak (Köy) MUŞALİ adını almıştır. XX. Yüz yıl başında, Ankara vilayetine bağlanan,BOZOK sancağının üç ilçesi arasında (AKDAĞMADENİ) adında görüyoruz. Anlaşılıyor ki, MADENCİLER Nahiyesi AKDAĞMADENİ İlçesi olmuştur. Bu ilçe; hemen hemen,eski KARAHİSARI BEHRAMŞAH KALESİ, nahiyesinin arazisine oturulmuştur. Bundan dolayıdır ki İlçe ahalisi Oğuz Türkleri soyundan gelmektedir.

İlçede kurulan Maden işletmesi Müdürlüğünden dolayı ilçe nüfusu hızla artmaya başlamıştır. İş sahası geniş ve verimli bir özelliğe sahip olması nedeniyle ormanlık bölge tamamen açılarak konak tarzında bir çok mamur ve azametli evler yapılmıştır. Maden ve orman işçileri arasında belli bir sayıda Rum ve Ermeni de mevcuttu. Tapu kayıtlarına göre bölgemizin köyleri ile KARAHİSARBEHRAMŞAH 1860 yılında ilçe hüviyetini kazanarak YOZGAT iline bağlanmıştır. Kaza merkezi bir kaç ay sonra ki bir nahiye olan KARAMAĞRA Köyü'ne bağlanmış olsa da 1876 'da yılında tekrar AKDAĞMADENİ Kasabası'na gelmiş ve Karamağra köyü de bu ilçeye bağlı bir Nahiye olarak kalmıştır.

1923 yılında kasaba 1250 hane iken Rum ve Ermenilerin 1924-1927 tarihleri arasında Yunanistan'dan mübadele suretiyle nakilleri üzerine nüfus miktarı oldukça azalmıştır. Aynı tarihte Yunanistan'ın Selanik Kayalar Bölgesi'nden mübadele suretiyle gelen 266 hane Türk ilçeye yerleştirilmiş ise de, bunların bir kısmının akraba ya da tanıdıklarını bulmak gibi nedenlerle başka taraflara göçleri üzerine nüfus eksilmesi uzun yıllar telafi edilememiştir.

Yine bu tarihlerde köylerde de mübadele yapılmış,Romanya,Bulgaristan, Yugoslavya'dan (1951) ve (1935) yıllarında gelen 790 hane aile köylere yerleştirilmiştir. Hariçten gelen bu mübadil ve göçmenlerden 2/3 'ü yurt içinde başka kazalara göç etmişlerdir.Gelen mübadillerin tütüncü olmaları vesilesi ile tütün mıntıkasına yerleştirilmişlerdir. Ancak bunların akrabalarının yanlarına gitmek istemeleri, tekrar göçlere sebep olmuştur. Bugün ilçede nüfus hareketi az miktarda mevcuttur. Her yıl bazı aileler büyük kentlere göç etmekte ve onların yerlerine de köylerden bazı aileler ilçe merkezine yerleşmektedir.

Osmanlı Arşivlerinde rastlanan salname adlı kaynakta İlçemizle ilgili olarak 1895 yılında Ankara salnamesinde ilçemizden şu şekilde bahsedilmektedir.

SALNAME: Osmanlı Devleti'nde bir yıllık olayları göstermek amacıyla hazırlanan eser,yıllık.

Akdağmadeni ilçesi Yozgat

ANKARA VİLAYETİ 1895 SALNAMESİNDE

SALNAME-İ DEVLET-İ ALİYE-İ OSMANİYE'LERDE AKDAĞMADENİ

AKDAĞMADENİ Merkez vilayeti Ankara'ya 58, Yozgat'a 12 saat mesafededir.

Merkez kaza olan Akdağ kazası 6 mahalle, 510 hane, 1 hükümet konağı, 1 cami şerif, 4 medrese 1 rüştiye , 2 ibtidai mektebi, 210 dükkan, 10 kahve, 1 hamam ve umum kaza 145 karye (köy),82 cami ve mescidi, 152 mektep, 6 tekke, 16 ahşap,2 kargir köprü 287 çeşme, 3 kilise, Ermeni ve Rum milletlerine mensup 3 mektep, 129 değirmen 5 fırın havidir.

Kasabada 459 (erkek) zükur, 481 ünas-ı müslim (müslüman hanımlar), 580 zükur, 643 ünas-i Müslim, 1920 zikur, 2031 ünası Rum, 1027 zükur,877 ünas-ı Ermeni nüfus mevcuddur.

Kaza-yı mezkur mevkien yüksek ve etrafı zengin ormanlarla kaplı olmak hasabiyle havası latif ve ceyiddir.Havi olduğu ormanlardan (Hacce),(Okça),(Domuzözü) namındaki üç kıtası 57.300 cerepten ibaret olup derinunda; çam,, ardıç, yabani armut, alıç meşe ağaçları mevcuddur.Meskur ormanlarda kesilen kereste ile hatap ve kömür gibi mahrukat; Yozgat, Samsun ve Sungurlu kazalarına nakl ve fürut olunur.

Derun-ı kazadan ceryan eden ve (Konaközü), (Gündelen); (Çekerek); (Çiçki), Bank-ı namlaryla maruf olan altı kıta dere, bir hayli değirmen tedvir ettiğinden , yemin ve yesarında mevcut bostan ve mezrayı suladıktan sonra kızılırmağa ulaşır.

Sarayboğazı demekle maruf olan mahalde (Cemcemi sultan) namında sekiz odayı mustamel kargir bir han yolculara hizmet verir.Bankı deressii üzerinde banisi gayr-ı malum oldukça metin ve kargir bir köprü vardır.

Karadiken (Karadikmen) karyesinde ılıca namındaki kaplıcanın kan hastalıklarına faydalı olduğu tecrübe edilmiştir. Bundan başka ılısu ve Berven (Burun) karyeleri icarında iki kaplıca mevcuddur.Kazay-ı mezkurde (Bulageldi Baba) ve (Sürmeçanbaba) nam zatlar gömülü olup türbe-i şarifleri umum tarafından ziyaret edilmektedir.

Kazanın başlıca mensucatı kilim, halı, seccade, yünden gayet güzel ve zarif erkek ve kadın çorabı, eldivenler; mamulatıda ufak çakı ve mikras (makas) ve saireden ibarettir.

Kazanın havi olduğu araziden sülsu (1/3) mezru ve sülüsanı (2/3) gayr-ı Mezru olup mahsulattan buğday, arpa, nohut, çavdar, mercimek, ızgın, zeyrek, Burçak, fevakiden; elma, armut,vişne vesaire idrak etmektedir.

Hayvanat ve me- Vaşiden 560 deve,, 2.050 manda, 3.840karasığır, 398 merkep, 35 ester (katır), 289 es (at) 39.577 koyun, 47.204 kılkeçi, 1.9046 tiftik keçi mevcut olup senevi ağnamından 36.652 okka yapağı, 35.844 okka kıl, 5.485 tiftik hasıl olmaktadır. Kazanın bir senelik vergi andalı: 423.940; aşar bedeli 55.7507 ağnam rüsumu 30.68889 kuruştan ibarettir.
Hazırlayan Erhan Özkan
Akdağmadeni ilçesinin coğrafi konumu
Akdağmadeni türküleri
Ana sayfa