Minare yapımı sırasında usta minareden düşmüş ve sadece burnu kanamıştır. Fadim Hoca tarafından cami etrafına medreseler yaptırılmıştır. Fakat asıl medreseler camiden biraz uzakta Cinlikaya mevkine kadar uzanan yokuş üzerinde caminin ilk yapıldığında yaptırılmıştır. Cami 1946 yılında restore edilmiştir. Halk arasında bu caminin kutsiyetine inanılarık değişik rivayetler anlatılmaktadır. Buna göre camideki eşyaları çalmak isteyen hırsızların  başına değişik musibetler gelmiştir.Bu cami köy tarihinin en önemli yaşayan kanıtı iken maalesef yeni cami yapımında yıkılmış ve çok değerli taşlar,ağaçlar ve eşyalar

telef olmuştur. Yeni camii inşasında 1800'lü yılarda camiden  sonra yapılan  minareye dokunulmamış, minare  yıllara meydan okuyarak ilk günkü ihtişamıyla dimdik ayakta durmaktadır. Görülmeye değer bir tarihi eserdir.Yapılan araştırmalar ve yıkım sırasında ortaya çıkan taşın üzerindeki tarihe bakılacak olursa bu caminin yaklaşık 310 yıllık geçmişe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Yani tahminen 1600lü yılların sonlarında yapılmıştır. Eski köy merkezi Hamamyerinde olmasına rağmen suya yakın olduğu için cami biraz köy merkezinin dışına yapılmıştır. Caminin mimarı hakkında bilgi mevcut değildir. Tek katlı ve ahşap taş karışımından yapılmıştır. Minarenin girişindeki hicri 1317 tarihine bakılırsa minare 1897 yılında sonradan yapılmıştır. 1892 yılıında Hacı Halil Efendinin öldüğüne göre minare bu zatın oğullarından Fadim Hoca ve Hasan Efendi zamanında yaptırılmıştır. Rivayetlere göre minare yapımında bir Rum usta çalıştırılmış. Çalışan Rum usta minareden düşmüş ve sadece burnu kanamıştır. Fadim Hoca tarafından cami etrafına medreseler yaptırılmıştır fakat asıl medreseler camiden biraz uzakta Cinlikaya mevkine kadar uzanan yokuş üzerinde caminin ilk yapıldığında yaptırılmıştır. Bu cami 1946 yılında restore edilmiştir Halk arasında bu caminin kutsiyetine inanılarık değişik rivayetler anlatılmaktadır. Buna göre camideki eşyaları çalmak isteyen hırsızların başına değişik musibetler gelmiştir. Bu cami köy tarihinin en önemli yaşayan kanıtıydı. Maalesef yeni cami yapılırken yıkılmış ve çok değerli taşlar, ağaçlar ve eşyalar telef olmuştur. Yeni camii inşasında 1800'lü yılarda camiden sonra yapılan minareye dokunulmamış, minare yıllara meydan okuyarak ilk günkü ihtişamıyla dimdik ayakta durmaktadır. Görülmeye değer bir tarihi eserdir.

BULGURLU KÖYÜ / MERDİVEN KAYA

Bulgurlu Köyü'nde kaya oyma sanatının birçok örnekleri bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi köyün 7 km.güneyinde yer alan Öz bölgesindeki Merdüven Kaya'dır. Bu anıt yaklaşık olarak 6 m. yüksekliğindedir. Kayanın batı bölgesindeki kapıdan kesin olmamakla birlikte 12 adet merdüvenle kayanın tepe noktasına çıkılır. Merdüvenler kayanın orta noktasıntadır. Niçin yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte Rumlar tarafından gözetleme kulesi olarak yapıldığı tahmin edilmektedir.Bir başka kaya oyması köyüngüneydoğu kısmında yer alan En bölgesindedir . Bölgeye adını veren kayalık, kayaların oda şeklinde oyulmasıyla meydana gelmiştir.En kelimesi "in" kelimesinin halk arasında kolay söylenir biçimidir. İn kelimesinin sığınılan yer anlamına geldiğine göre burasının eskiden ev olarak kullanıldığını söylemek yanlış olmaz.

Ayrıca köyün doğu kısmında Yuvalıkaya bölgesinde kayaların yuva şeklinde oyulmasıyla oluşturulmuş kayalar da mevcuttur. Sözü edilen kayaların kim tarafından yapıldığı belli değildir fakat Rumlar tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.

 BULGURLU KÖYÜ / TARİHİ TÜRBE

Bulgurlunun tarihinin çok eskilere dayanması münasebetiyle köyde birçok tarihi eser ve tarihi kalıntı mevcuttur. Bunların birçoğu 1925 nüfus mübadelesiyle buradan ayrılan Rumlara aittir. Yerleşim yerlerinin başlıcaları Kümbet, Kölederesi, Öz ve Maabkuyusudur. Bölgeye adını veren Kümbet adlı yapıt Bulgurlunun 2km güneyinde yer alıp köyün en önemli tarihi eseridir. Selçuklu ve Osmanlılar zamanında kümbetlerin mezar olarak kullanıldığı düşünülürse burada önemli bir şahsın mezarı bulunmaktadır. Bu eser 3 m. Yüksekliğiinde olup dikdörtgen şeklindeki taşlardan yapılmıştır. Binaya kuzeyden bir kapı ile girilmektedir. Maalesef define avcıları tarafından bu yapıtın içi oyulmuş, duvarları ise köylüler tarafından inşaatlarda kullanılmak üzere yıkılmıştır .Bugün sadece duvarların bir kısmı ayakta kalmayı başarmıştır.